Dergimiz imtiyaz sahibi Saffet Yenigün; Kurtuluş Savaşı gazisi şeref madalyası sahibi Bekir Bey’in oğlu olmakla gurur duyan, yazdığı sayısız şiirle gönüllerde taht kuran namıdeğer “Şair Hasan”, “Şair Amca” Hasan Çelik Duran ile sohbet etti. Dünü ve bugün yaşadıklarını konuştu.
Hacı Hasan Çelikduran 27 Mart 1934 tarihinde Kumluca’nın Yazır Köyü’nde dünyaya geldi. Dünyaya geldiğinde aynı yıl Haziran ayında soyadı kanunu çıkmıştı.
O günleri kendisi şöyle anlatıyor; “O zaman Konya’nın en büyük kazası Antalya imiş. Askerlik Şubemiz de Elmalı idi. Konyaaltı ismi de buradan gelir. Vardım nüfusa anamın adı Fatma babamın adı Bekir. Bana nüfus cuzdanı lazım. Adım normalde Hasan, şehit olan dayımın adını vermişler. Nüfus kağıdında Çelik ismi çıktı. Benim adım Hasan dedim. Senin adın Çelik dediler. Birşey olsa da “Çelik gibi adam” derler birşey olmaz dediler. Birşey diyemedim. Nüfuscüdanımzda adımız Çelik oldu. Adımız Çelik olsa da şiirlerimde adımı Hasan Çelikduran olarak kullanıyorum. Şair Hasan yada Şair amca da diyorlar”
Şeref Madalyalı bir baba
“Yedi kardeşiz. Babam 16 yaşında Balkan harbine, oradan seferberlik harbine, son olarak da Kurtuluş Savaşı’na katılmış. “26 Ağustos’ta Ankara Haymana’dan çıktık. 9 Eylül’de düşmanı İzmir’de denize döktük” derdi. İki kurşun yarası, bir şeref madalyası vardı. Gazi maaşı alırdı. Gazi madalyasını da 80 yaşından sonra verdiler. 101 yaşında rahmetli oldu”
Kiremit ve kalay işleri…
“Askere gitmeden 14 yaşlarında Adrasan ovasında kiremit ocağında çalıştım. İki sene orada çalıştıktan sonra babam beni bakır kalaylayan ustanın yanına verdi. Orada işi öğrendikten sonra köylerde bakır kalaylamaya başladım. Ondan sonra Kumluca pazarına aleminyum kaplar gelmiş. Baba benim işim bitti alüminyum kap gelmiş dedim. Babacığım da bana “Bunu kimse kullanmaz zehirli” dedi. “Baba daha iyisi çıkar. Bu mesleğin işi bitti” dedim.
Diğerleri eskidi de berberliğe ne oldu?
1954’de askere gittim. 26 ay askerde kaldım. Normalde 24 aydı ama 2 ay da fazladan Kore için eğitim gördük ancak teskere zamanı gelince Kore’ye gitmeden Kumluca’ya döndüm. 1 yıl kadar berberlik yaptım. Aynı zamanda da 25 yıl yağlı güreş yaptım. Ardından da güreş hakemliği yaptım. Berberliği bırakınca babam, “Kiremite gittin yenileri çıkınca vazgeçtin. Kalaya gittin aleminyum çıkınca vazgeçtin. Berberliğe ne oldu da bıraktın?” dedi. Ben de “Baba gençler saçını uzatıyor. Fazla traş olan olmuyor” dedim. Babam inşaat işleri yapıyordu. Çamurdan taş duvardan ev örerdik. Camilerin okulların çatısını yapardık. Babamla birlikte bu işleri yapmaya başladık.
Çamyuva’dan kız kaçırdı
1962’de Çamyuva’dan kız kaçırıp evlendim. iki kız bir oğlum oldu. Adrasan’da çalışırken, bir arsa Adrasan’dan, daha sonra iki arsa Kumluca’dan ve bir arsa da Çamyuva’dan aldım. Bir arsa da babamın Yazır’da vardı.
Çocukların eğitimi için Çamyuva
Çocuklarımın eğitim almaları benim için çok önemliydi. Babamla yaşadığımız yerde okul yoktu. Baba benim çocuklar büyüyor. “Senin yanında kalamam. Ben nereye gideyim?” dedim. Yazır’dan çocukların okul öğrenimi için Çamyuva’ya o zamanki adıyla Ağva’ya 1965 yılında yerleştim. Çamyuva’da o zaman yaklaşık 15-16 hane vardı. Zanaatkarlık bilen yoktu. Ne iş olsa biz yapıyorduk”
Kalem bitmesin diye çok uğraşırdım
Şiire ben 13 yaşında başladım. Çocukluğumda eğitmenden eğitim aldım. Ağabeyim öğretmendi. Aksu’dan 1947’de mezun olup öğretmen oldu. Onda tarih kitapları vardı onları okurdum. Daha sonra elime aşıkların şiir kitapları geçmeye başladı. Çok sevdim ve bu sevda bende de başladı. 14-15 yaşlarında şiirler yazmaya başladım. Kalem defter bulmakta zorlanırdık. Babam Finike’ye gittiğinde bir kalem, bir de sarı defter almış. Defter çizgisizdi. Tek kalemle tek defterle işlemleri, yazıyı o deftere yazardım. Kalem bitmesin diye çok uğraşırdım. Silgiyi de kendim yapmıştım. Yoktu çünkü. Şimdi torunlarım yüzlerce kalem eskitiyor. Şaşırıyorum.
Robinson’da marangoz olarak çalışırken, 2004 yılında Rus ve Alman televizyonundan geldiler. Bizim için şiirlerinden birini okursan sana 160 TL para vereceğiz” dediler. Ben de kabul ettim. Ağva deresinin orada “Gelin de görün Kemer’le Çamyuvamızı” isimli şiirimi okudum.
Tükiye birincisi oldu
2008’de Hac’dan geldiğimde üç dört kişi ziyaretime geldiler. Sağlık Bakanlığı’ndan geldiklerini ve beni araştırdıklarını söylediler. Şair arıyoruz. Sigaraya, içkiye, kumara karşı ve anne-baba sevgisini aşılayan şiir istiyoruz dediler. “100’ün üzerinde kayıtlı şair var. seni de kaydedilim” dediler. Antalya Cam Piramit’e gittik. Gitmeden önce herkese haber verdim benim arkamdan gelen olur mu desteklemek için dedim. Kimse gelmedi. Türkiye’nin her yerinden insan var ve arkalarında alkışlayan destekçileri var. Ben tek başımaydım. Antalya Kemer yazılı bir masaya adımı yazmışlar. En arkadaydım. İki zarf getirdiler. “Birine öz geçmiş, birine de şiiri yazacaksın” dediler. 45 dakika müsade ettiler. Özgeçmişimi yazdım. Sonra başladım şiir yazmaya. 20-25 dakikada yazdım. Bacaklarımı çeldim. “Neden yazmıyorsun” dediler. “Ben yazıp bitirdim” dedim. İlk ben bitirmişim. Saat doldu herkes şiirlerini teslim etti. Altı tane juri üyesi var. Tüm katılımcılara plaket verdiler. Sonra 6’ıncı sıradan itibaren dereceye girenleri saydılar. Türkiye 1’incisi Şair Hasan Çelikduran diye anons ettiler. “Ben dalga mı geçiyorlar?” diye kaldım. Şairler yazdıkları şiiri ezbere okur arkanı dönüp de şair arkadaşlar için oku dediler. Dönüp okumaya başladım; “İçme sigara ciğerini yakar. / Nefsin cümle aleme kokar. / Genç yaşında belini büker / Terk edip içmesen ne olur?/ İçki kumar bu aleme düşmandır./ Ahirette onların hali yamandır./ Ondan kurtulanlar zaten kahramandır/ Herzaman yüzleri soluk./ Para tutmaz kesesi delik/ Çoluğa çocuğa sarf etmez imiş bir metelik./Terkedip içmesen ne olur?/ Anaya Ata’ya asi gelenler/ Onları birgün gelir sokar yılanlar/ erk edip vazgeçseniz ne olur?/ Ana ata hakkı pek zordur. / Allah’ın yanında cezası pek çoktur. / Şair Hasan Çelik Duran’ın sözlerini tutsanız ne olur?
Şiiri okumamın ardınan bir miktar para ve kupa verdiler. Bunun ardından meşhur olduk. Türkiye’nin heryerinden Üniversite talebeleri gelip benden şiir istiyorlar.
55 vilayet gezdim. Hemen hepsine şiirler yazdım. 1,500 şiirim Hacıya gittiğimde evden çalındı. Ancak şiir aşkım dinmedi yazmaya devam ediyorum”
Kemer Çamyuva Akdeniz’in
Cennet koyu
Karapınardan gelir içme suyu
Allah’ım nazardan memleketi sen koru.
Antalya’dan güneye doğru yürürsün
Tünelleri geçince Kemer’i görürsün
Bütün tabiatın güzelliği ile övünürsün
Gelin de görün Kemer’le
Çamyuvamızı.
Yaz geldimi yaylada oturur kara çadırlı yörük.
Kemer’in kuzeyindedir Beldibi Göynük
Biz yöremizi göğsümüzü gere gere heryerde övdük
Gelinde görün Kemer’le Çamyuvamızı
Kemer’in batısındadır Karapınar’ı
Güneyindedir Tekirova, Beycik, Uluıpınar’ı Buranın bahçesinde vardır Portakalla narı Gelinde görün Kemer’le Çamyuvamızı
Herkes sever tabiatla doğayı
Kemer’i geçen görüyor Çamyuva’yı
Orayı görüyor dünya güzellerinin alayı
Gelin de görün Kemer’le Çamyuvayı
Denizde balık dağında ceylan avına
Tabiatı sevip istersen çıkacaksın
Tahtalı dağına
Gelin de görün Kemer’le
Çamyuvamızı
Buraya gelen yerli ve yabancı
misafirlerin sorulur hali ile hatırı
Bu memleketimizin tüm toprakları tapulu Şair Hasan’da sevdiği için geldi Çamyuva’ya kurdu çadırı.
Tekirova’da Phaselis kayalıkları
Olympos’ta yanardağları
Meyva dolu hep bağları
Gelin de görün Kemer’le Çamyuvayı