Aslı Bayar Ulukapı kimdir?: 1970 Adana dogumlu olan Aslı Bayer Ulukapı, 11 yaşında ailesi ile birlikte Antalya’ya geldi. Antalya Anadolu Lisesini bitirdikten sonra Bogaziçi Üniversitesi İşletme bölümünü kazandı. Türkiye 13’üncüsü olarak Bogaziçi Üniversitesi’ne girdi. 5 yılı İstanbul’da geçti. Daha sonra işleri Kemer’de olduğu için Kemer’e geri döndü. Yaklaşık üç sene genel müdürlerin yanında eğitim aldıktan sonra kendi tesisleri olan Ambassador Otel’in Genel Müdürü oldu. Yaklasık 10 yıldır da bu işi yapıyor.

KADINLARIN YALNIZ TURİZM SEKTÖRÜ değil tüm diğer sektörlerde önünün biraz kesildiğini düşünüyorum

Turizm sektöründe kadın bir işletmeci olmanın zorlukları var mı?

Kadın olmanın zorlukları tabiî ki oluyor. Kadınların her sektörde, sadece turizmde değil diğer sektörlerde de önünün biraz kesildiğini düşünüyorum. Fakat babam beni erkek çocuk gibi yetiştirdi ve o neden ile de kendimi kabul ettirdim.

Kadınların işletmeci olarak turizm sektörüne etkileri neler?

Kadınların kişilikleri itibariyle önsezileri daha kuvvetli ve biz daha mükemmeliyetçi daha detaycı, ayrıntılara daha çok dikkat eden, daha şekilci düşünen insanlar. Bu nedenle bu titizligimiz,detaycılığımız aynı zamanda da duygusallığımızdan kaynaklanan önsezilerimizin kuvvetli olması da bizi bu sektörde farklı kıldığına inanıyorum. Bu sektörde de kadın işletmecilerin başarılı olduklarına inanıyorum. Gün geçtikçe de kadın yöneticilerin sayısı artıyor. Turizmin cinsiyeti olsaydı herkesin söylediği gibi kadın olurdu. Çünkü bu bir hizmet sektörü ve bizlerin bu işi daha iyi yaptığına inanıyorum.

Bir de ödül aldınız. Ödül hakkında ve fahri konsolosluğunuz konusunda da bilgi verebilir misiniz?

2006 yılının Mart ayında JCI tarafından yılın başarılı girişimci kadını olarak seçtiler beni Antalya da. Bu ödülü almaktan dolayı çok gurur duydum. Bu ödülü vermelerindeki sebep, ben 2005 yılı Ekim ayında Letonya Cumhuriyeti fahri Konsolosu seçildim, Letonya ile Türkiye ve Antalya arasındaki iş ilişkilerini geliştirme, yatırımları teşvik etme, iki tarafın iş adamlarının birbirlerini bulmaları ve buluşturulmaları ve referans verme konularında çabalarım olduğu için beni bu ödüle layık gördüler. Ben şu anda Antalya İş Kadınları Derneği Başkan

Yardımcısıyım geçtigimiz yaz Haziran ayında Antalyalı iş kadınlarını Letonya’ya götürdüm. Letonya’da pek çok ziyaretlerimiz oldu, Türkiye Büyükelçisini ziyaret ettik. Letonya Cumhurbaşkanı resepsiyon verdi bizler için, Devlete bağlı turizm departmanlarıyla

Antalyalı iş kadınlarının görüşmeleri oldu. Bu görüşmelerde genellikle iş ile ilgili görüşmeler oldu. İthalat ve ihracat üzerine. Bu çalışmaların neticesinde Letonya’ya özellikle Riga’ya yaş meyve ve sebze gönderiyoruz. Yani bu görüşmelerimizde sadece turizm ile sınırlı kalmadık. Diğer iş dalları ile ilgili de görüşmelerimiz oldu. Olumlu çalışmalar yaptığımıza inanıyorum.

türkiye’de genelde sektörde aktivite alanlarına önem verilmiyor “fabrika usulü sürümden kazanalım yatak kapasitesini artıralım” diyorlar

Neden Letonya ile ilgileniyorsunuz?

Baltık Cumhuriyetlerinin yanı sıra İskandinav Cumhuriyetleri ile de çalışıyoruz. Bizim otelimiz bir aile şirketi. Butik otel tarzında bir işletmeyiz. Açılış tarihimiz olan 1990’da apart otel halinde olmuştu ve o tarih de de İskandinav ülkelerinde ödül kazanmıştı. Çok çocuklu ailelere hitap ediyoruz.

Yeni yatırımınız hakkında da bilgi alabilir miyiz?

Genel olarak yatırımcılar turizm sektöründe önce tesisi yapar sonra da satış ve pazarlamaya yönelir. Fakat, bizde böyle olmadı. Yıllardır başarılı bir işletmeciliğimiz var ve bu sektörde de isim yapmış bir firmayız. 10-15 yıldır bizim tesisimizi severek ve isteyerek üst üste gelen misafirlerimiz var. Biz önce misafiri kazandık. O potansiyeli elde ettik. Daha sonra, acentelerimizin de talepleri doğrultusunda tesislerimizi büyütme kararı aldık. Fakat, tarzımızı değiştirmeden (çok fazla oda sayısı değil ama bakın bir katta 5 odamız vardı 4 odaya indirdik hiçbir tesis yapmaz bunu) bizim amacımız daha fazla yatak kapasitesini artırmak değil müşterilerimizin daha rahat ortamda tatillerini geçirebilmelerini sağlamak.

Daha kaliteli hizmet verebilmek için aktivite alanlarımızı genişlettik. Havuz ilave ettik. Türkiye’de genelde böyle aktivite alanlarına önem verilmiyor. “Fabrika usulü sürümden kazanalım, yatak kapasitesini artıralım” diyorlar. Fakat biz böyle yapmadık. Çünkü bizim amacımız kesinlikle müsteri memnuniyeti. Biz de bunun için odalarımızı geniş tuttuk. Onların evlerinde oldukları gibi rahat olabilmeleri için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan butik otel tarzında yatırım yaptık.

2007 sezonu için ne düşünüyorsunuz?

2007 sezonu bence güzel geçecek. Şu anda erken rezervasyonlarımız devam ediyor. Şu ana kadar da İskandinav ülkelerinden aldığımız rezervasyonlarda yüzde 30’luk bir artış söz konusu. Bunu tüm pazarlar içinde söyleyebiliriz. Ben kara tablolar çizen kişilerin bu sene fazla şanslarının olmadığını düşünüyorum. Bize birçok firma geçen sezonun çok kötü geçtiğini ve etkilendiklerini söyledi. Ama biz geçen sene yaşanan olumsuzluklardan hiç etkilenmedik. Eger siz sürekli gelen müşterilerinizi kaybetmezseniz, onlara olağan üstü değer verip elinizde tutabilirseniz personelinizin üstünden gözünüzü ayırmaz, onlar da sizin gibi müşteriye bu memnuniyeti ve güveni vermeyi sağlatabilirseniz o müşteriler sizlerden vazgeçmiyor.

mallorca’da da fazla talepten dolayı bir sürü yatırım yapılmış daha sonra o tesisler işletilemediği için apartman haline getirilmiş aynı problem kemer’de de var

Yeni sezondaki arz ve talep dengesizliğini nasıl görüyorsunuz?

Arz ve talep dengesizliği bölgemizdeki bir gerçek. İspanya’ya gitmiştim. Mallorca’ya oradaki iş kadınları dernekleri için, turizm formu vardı. Aynı şey orada da yaşanmış. Bir süre bu fazla talepten dolayı bir sürü yatırım yapılmış, tesisler açılmıs ve daha sonra o tesisler işletilemedikleri için apartman haline gelmiş. Bence burada da aynı problem var ve bazı oteller boş kaldıkları için fiyatları da düşürerek bize ucuz ülke imajı kazandırıyor. Mutlaka buna dur demek lazım.

Oteller haricinde olan yapılanmayı nasıl görüyorsunuz?

Bence altyapı çok önemli. Kemer bu açıdan çok şanslı. Dünya Bankası’nın ilk yatırım yaptığı bölgelerden biri fakat tesisler 5 yıldızlı ama kapının önüne çıktığınızda sıfır. Bunun diğer bölgeler için daha çok geçerli olduğunu düşünüyorum. Biz de buna itina etmeliyiz, ben de kendimi Kemerli olarak görüyorum. Yaklaşık 20 yıldır buradayız. Bizler de belediyeye destek vererek çevreyi güzelleştirmek için elimizden gelen çabayı göstermek zorundayız. Her işletmecinin müşteriyi otele çekebilmesi için farklılaşması gerekli. Hem hizmet kalitesi ile hem yatırımınızın kalitesiyle yapmalı. Biz de “her şey dahil” sistem için herhangi bir standart yok ne turizm acentelerinin zorlaması ne de devletin böyle bir zorlaması var. Her şey dahil sistemin bir standardı hiçbir ülkede yok. Siz eğer kaliteli bir standart yakalamak istiyorsanız, servisin en iyisini vereceksiniz. Hizmetin en iyisini sunacaksınız ve yemeğin en iyisini vereceksiniz. Eğer siz bunu o insanlara veremezseniz onların da diğer tesislere gitmeleri çok normal.

Röporaj: Levent Yenigün