Yücel ve Ümit Özen, iki kardeş. Vatani görevlerini yaptıktan sonra, askerlik öncesi çalışarak oluşturdukları birikimle ticaret hayatına ilk adımı attılar. En yakınlarının bile başarılı olacağına ihtimal vermediği yatırımları ile Kemer’de fark yarattılar. Şimdi markalarını yurt dışına pazarlıyorlar.
İKİ kardeş herkesin “bu iş burada olmaz” çıkışına rağmen çok şey başardı
Yücel Özen İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Turist Rehberliği bölümünde eğitimini tamamladı. İlkokul, Ortaokul ve Lise yıllarını da çalışarak geçirmişti. Okul sonrası vatani görevini yapmak üzere askere gitti. Yücel Özen’den iki yaş küçük olan kardeşi Ümit Özen de askerlik öncesi Antalya Işıklar Caddesinde bulunan bir tekstil mağazasında tezgahtar olarak çalışmaya başladı. Kazancından her ay 500 TL bir kenara ayırdı. Askere gideceği zaman aldığı tazminatla işten ayrıldı. İki kardeş birlikte vatani görevlerini yapıp Kemer’e döndü. Tüm birikimleri 30 bin TL idi. Kendi işlerini yapmaya karar verdiler.
2013 yılının başında Liman Caddesi’nde Konsept Lokum dükkanı açtıklarını ifade eden Ümit Özen bu süreci şöyle aktardı, ‘Lokum dükkanı açmamızın nedeni ailemizin eskiden gelen bir lokum işinin olmasıydı. O dönem paramızı en iyi şekilde değerlendirebileceğimiz iş dalı buydu. Anladığımız işte buydu. Biz Liman Caddesi’nde iş yapabileceğimize emindik. Ama insanlar bize burada bu işin olmayacağını, bu kadar konsept yapılamayacağını, bu kiralara bu işin bu metrekarede çıkmayacağını söylediler. Çünkü dükkan metrekaremiz 30 metrekareydi. Biz elbette söylenenlerin aksine inandığımız şey için emek harcamak istedik.
Yücel Özen; ‘Bu işin ilk aşamasında İstanbul’a gittik. Dükkanımızın ismi Ottoman Old Bazaar. İstanbul’da gezip bir konsept beğendik. Ürün çeşitliliğimizi geliştirdik. Dükkanımızı açtık. Açtığımız zaman Ümit’in dediği gibi insanlar siz burada ne yapıyorsunuz, bu iş olmaz burada, herkes bu işi yapıyor diye konuştular ama biz Allah’a şükür gayet güzel iş yaptık.
Ümit Özen; ‘Biz dükkanımızı kendi imkanlarımızla yaptık aslında. Yani usta çağırmaktansa duvar kağıdından ahşap işlerine, raflara kadar kendimiz yaptık’
Yücel Özen; “Sattığımız ürün dışında dükkanın tüm dizaynını kendimiz yaptık diyebilirim. Biz dükkana değer katalım sattığımız ürünün çeşitliliğini çoğaltalım diyorduk ama bunu yapacağımız paramız yok. Kendimiz kazandığımız ciro ile gidip alışveriş yapıyorduk. İşte alçı boya sıva neyse. Ertesi gün gece 00:00’da dükkanı kapatıyorduk. Bir bakıyorsun kardeşimle dükkanı boyuyorduk. Bir bakıyorsun raflarını çakıyorduk. İnsanlar dükkanın önünde oturuyor ‘Bunlar yine ne yapıyor’ diye konuşup bizi izliyorlardı. Üç dört ay içerisinde dükkanın konsepti oturdu.
biz her zaman inandığımız işin arkasında durduk ve vazgeçmeden devam ettik.
Ümit Özen; “Zaten kazandığımız paranın yarısını tekrar dükkana yatırıyorduk. Bu bizim ticaret anlayışımıza giriyor. İnsanlar kazandığı paranın hepsini kar olarak gördüğü için yanılıyorlar. Nasıl bir bisiklete yağını sürmeden binmeye devam edersen o bir süre sonra artık bozuluyor. İşyerinde de bu böyledir. Dükkana bakım yapmazsan bir süre sonra o dükkanın heybeti o verimliliği kuruyor.
Spor salonu yatırımı
Aklımızda her zaman Kemer’de bir spor salonu açma fikri vardı. 2014 yılının başlarında Garanti Bankasının olduğu yeri bu iş için planlamıştık. Orası ile ilgili izinler çıkmadı. Sonrasında Thor Cross Fit’i açtık. Orayı da yine aynı şekilde durumumuz el verdikçe, kendi imkanlarımızla ahşabını, boyasını kendimiz yaptık ve bunların hepsi maliyeti azaltan şeylerdi. Şık ve güzel bir yer oldu.
‘Bu iş burada olmaz’ dediler
Yücel Özen; “Orada da yine maddi olarak kısıtlıydı bütçemiz. Orayı Jhon Nal ile ortak açtık. Kendisi de zaten spor hocasıydı. Birimiz duvarı kırıyordu, birimiz molozları taşıyordu, birimiz çuvala molozları dolduruyordu. Yani orada 3 ortak işin ameleliğini de yaptık. Biz orada o işi yaparken insanlar yine geldi; ‘Bu olmaz, bu ara sokakta, alt kat, havasız, bodrum vesaire bu iş burada olmaz’ dediler. Ama biz yine de inandığımız şeyi devam ettirdik ve yaptık.
Para için inançlarınızdan vazgeçmezsiniz
Aslında insanlar sadece şuna odaklıydı para kazanmak. Bizde para kazanmak üçüncü dördüncü sırada. Aslında ticaret yapıyorsun ve para kazanman lazım ama bir de inandığın doğru olduğunu bildiğin şeyler var. Senin doğru olduğunu bildiğin bir şey var ve ben sana diyorum ki ben sana 50 bin Lira veriyorum sen bu doğru olduğuna inandığınız şeyden vazgeç. Neden vazgeçeceksiniz ki? Para ile inancınızı yükseltemezsiniz ve para için inancınızdan da vazgeçmezsiniz. Bizim buradaki amacımız spor salonu yapalım, ve hemen para kazanalım değil. Elbette yaptığımız emeğin, ticaretin karşılığında rakamsal bir karımız olacak ama en önemlisi şu; bir şeye inanmışsın ve bunu başarıyorsun. Açılışımızı yaptıktan sonra baktık ki gerçekten açtığımız lokasyonda bu bir ihtiyaçmış. İlk etapta hiç tanımadığımız insanlar geldi. Üye sayımız çoğaldı. Bunu da yükseltmeye çalıştık.
Hep bir Cafe açmak istiyorduk
Biz aynı zamanda lokum işini yaparken bu işe girmişken de bir de kafe açmak istiyorduk. Yani Kemer’de ya da şehir dışında. Uğraştık bir şeylerle de ama bir türlü taşlar yerine oturmadı. Hep askıda kaldı. 2014 yılını öylece bitirdik.
Osmanlı Kahvecisi
Ümit Özen; “2015’in başlarında babamızın yeri olan tekstil işi yaptığımız yere Osmanlı Kahvecisi olarak anlaştık. Biz aslında Osmanlı Kahvecisini kendi yerimizden ziyade Kemer’den ziyade İzmir, Afyon, Konya gibi yerlerde açmayı düşünüyorduk.
Osmanlı Kahvecisini seçmemizin sebebi franchise de en kuvvetli olan markalardan biri olmasıydı. Kurumsallık vardı. Bunu çevremizdeki insanlarla paylaştığımızda Kemer’de böyle bir şeyin tutmayacağını o metrekare de o konumda bu işin yanlış olacağını söylediler. Kendi yerimiz olsa da kira ödüyoruz. Bu işi yapmasan bile başkasına kiraya versen paranı yine alacaksın. Sonuçta dükkan kiraya veriyorsun. Hiçbir iş yapma yine o parayı alırsın. Ama biz burada kendi yerimize yatırımın hem mülke değer katacağını hem de bir farklılığın ortaya konacağını göstermek istiyorduk. Burada da paradan ziyade kendi düşüncelerimizin doğru olduğunu, bunların yapılabileceğini göstermek istedik.
Yücel Özen; “Burada aslında ince bir ayrıntı var. Biz bunu yapacağız fakat ortada aslında yine ciddi bir birikim yok. O dönem ben evlendim, 2016 yazı biliyorsunuz Rusya krizi yaşandı. Ekonomik krizler oldu. Arabamızı sattık. Yine ticaretlerimiz devam ediyordu. Ama aklımızda bir proje ve yatırım hala var. Zaten biz iş olduğunda araba gibi lüks olarak gördüğümüz şeyleri satıp o inandığımız şeye yatırdık. Gerekirse yürüyerek ya da otobüs ile gittik geldik çoğu zaman’
Biz “kahveci açıyoruz” dediğimizde “batarsınız burada yapmayın çay kaşığı ile o paralar toplanmaz” dediler
Babanızdan maddi destek görmüyor muydunuz?
Yücel Özen; ‘Hayır. Babam girdiğimiz işlerle ilgili maddi destek olmadan ‘Siz bunu yapabilirsiniz’ diyordu. Babam aslında orada bir cesaret verdi bize. Yoksa babam parayı vermiş olsa biz belki şu anda bunları yapmış olmayacaktık. Babam bir şeylerin parasız da yapılabileceğini, insanın parasız da mutlu olabileceğini, inandığı şeyleri gerçekleştirebileceğini öğretti bize. Babamın bu hayatta bize öğrettiği en önemli şey bu olmuştur. O dönem krizlerin yılında konuyu ailemize açtık. Onlar da ilk etapta inanmadılar. Daha sonra 2016’da bu Rusya krizinden sonra ailemiz de gördü ki turizm aslında diplomatik bir hata sonucu bitebilecek bir şeymiş ve dediler ki tamam iç piyasaya girelim. Tekstil mağazası olan yeri boşalttık. Aile şirketimizle bu işe girdik ve böylelikle yatırım da daha kolay oldu.
Batarsınız dediler
Osmanlı Kahvecisini de açarken çevredeki insanların yüzde 90’ı buna o dönemki yerel yönetim de dahil olmak üzere ‘iyi düşünün’ diye ikazda bulundular. İnşaat sırasında vatandaşlar toplanıp izliyorlardı “Ne yapıyor bu adamlar burada” diye. Biz de ‘kahveci açıyoruz’ dediğimizde ‘Batarsınız burada yapmayın. Çay kaşığı ile o para toplanır mı?’ dediler. En son biz inşaatı bitirdik açma evresindeyiz, firmanın yetkilileri şöyle baktılar dükkana, ‘Güzel iş çıkarttınız tutmazsa restoran yaparsınız’ dediler. Onların bile inanmadığını orada gördüm. Hiç kimsenin inanmadığı bir ortamda biz dükkanı açtık. O dönemde bu kadar kişi bize bu iş olmaz derken haklılar mı acaba diye de düşündük elbette…
Herkes olumsuz bakınca…
Ümit Özen; “İnsanların o sözlerinden etkilendik. Bir ara inşaatı yaparken samimi söylüyorum metrekareyi mi azaltsak acaba falan düşündük. Bunu düşünüyorsun. Ne kadar inansan da inanç bir yere kadar… Herkesin bu işe olumsuz bakması sizi de düşündürüyor elbette.
Antex Mall
Yücel Özen; “Yine 2016 yılında Osmanlı Kahvecisi’nin inşaatı bitmek üzereyken Liman Caddesinde 30 metrekare dükkanda lokum ve baharat dükkanı işimiz de sürüyordu. (Hala da bu işimiz devam ediyor) Kemer’de başka bir yatırımcı bizi davet etti. ‘Bu işi güzel yapıyorsunuz birlikte yol alalım’ dendi. Kardeşimle konuştuk. Değerlendirdik. ‘Ben kafe sektörünün sen de bu işin başında ol’ diye. Biz orada yine elimizde avucumuzda ne varsa ortaya koyup Antex Mall’a da girdik. Orada lokum tezgahı ile başladık. Kardeşim hem orada duruyordu, hem de Liman Caddesine gidiyordu ben de Osmanlı Kahvecisi’nde duruyordum. Bu arada elbette tüm kararları birlikte almaya devam ediyorduk.
Osmanlı Kahvecisi insanlara ‘Demek ki Kemer’de bu iş oluyormuş’ dedirtti
Osmanlı Kahvecisinde aile ile ortak olduğumuz için işin başında ben ve amcam duruyorduk o dönemde. Osmanlı Kahvecisi güzel ses getirdi. Artık herkes ‘Kemer’de bu iş oluyormuş’ demeye başladı. Hal böyle olunca başka franchise markaları da Kemer’e girişin peşine düştüler. Onlar da yer bakmaya başladılar.
Çay kaşığı ile yapılmaz denilen…
İnsanlar Osmanlı Kahvecisi’nde sıra bekleyince, yer olmadığını görünce nasıl oluyor bu iş burada böyle? sorusunu sordular. Çünkü Kemer’de böyle bir şeye alışmamışlardı. Çay kaşığı ile yapılmaz denilen işlerimiz yolunda gitti. Biz Osmanlı Kahvecisini yaklaşık 30 tane personelle çalıştırdık. Personelden kısmayacaksın. Kazandığını paylaştığın zaman nasıl büyüdüğüne akıl sır erdiremiyorsun aslında. Ticarette paylaşmayı bilmek lazım.
Milk Bar fikri nasıl çıktı?
Ümit Özen; “Osmanlı Kahvecisi’nin ardından Kemer’in eksikleri devreye girdi. Hem yemek yiyeceksin, hem nargilesi olacak, hem de oyun yeri olacak. Böyle bir yer eksikti Kemer’de… Daha doğrusu insanların vakit geçirebileceği alan, sosyal bir alan yaratmak istedik. Bununla ilgili çok mekan aradık, yer aradık, koşturduk ama gözümüzün önünde, spor salonumuzun karşısındaki yeri hiç düşünmüyorduk aslında. Çünkü harabeydi. Bir de mülk sahibi kiraya vermek de istemiyordu. Eski hastaneydi burası. Yer sahibimizden yeri kiralamaya ikna etmek biraz zaman aldı. Bu arada biz burayı tutmak isterken iki üç tane daha franchise firması bakıyordu. Onlar da buranın olmayacağına kanaat getirdiler. Yine aynı muhabbete girdik. Neden olmaz? İçeride çok kolon var. 90’larda yapılma ilk apartlardan bir tanesi. Tavan yüksekliği çok düşük. İşlek bir nokta değil. Bunların hepsi biz dekor yapamayız, çalışamayız diyorlardı. Örneğin terası hiç düşünmüyorlardı. Teras tamamen bizim kendi oluşturduğumuz bir konsept. Biz bu işe de inandığımız için, burası ile ilgili bütün planları yaptık. 4 işletmeden kazandığımız para ile beraber çalışmalara başladık. Tabii bunları yaparken burası içinde yine kendi arabamızı sattık yani yine arabasız kaldık. (Gülüşmeler) Borçlanmaktansa satalım yine alırız mantığımız var. Bunları yaparken de hep işin başında durarak, takibini sağlayarak yaptık. Başına güvendiğimiz adamları koyarak yaptık. Yani öbür türlü Ahmet’i koy dursun olmaz…
Spor Salonunu ortağımıza devrettik
Yücel Özen; “Bu süreçte şöyleydi ki spor salonu bizim yapmak istediğimiz bir ticaretti ama o işi daha ilerilere taşımamız gerekirdi. Bunun yanında spor konusunda da teknik bir bilgimiz yoktu. Ortağımızın böyle bir bilgisi vardı. Salonla yollarımızı ayırıp orayı ortağımıza devrettik. Burada şu da vardı. Çok fazla iş yeri değil, bizim sahip çıkabileceğimiz ve en önemlisi anladığımız işin bizim olması gerekirdi. Başında duramayacağımız, anlamadığımız bir işin bize bir getirisi yok. Sadece bir adres oluşturuyor…
Ümit Özen; “Şunu da diyebilirler; ‘Her işten mi anlıyorsunuz?’ Bizim işimiz her işten anlamak değil, bizim işimiz ticaret ve işletmedir. İşletme olduktan sonra bir fabrikanın da başına geçip inandıktan sonra bunu işletebilirsin. Ama işi bilen insanlarla bunu işletebilirsin. Nasıl ki bir lokum mağazasına tezgahtar alıyorsun, nasıl ki bir kafeteryaya garson alıyorsan bunun iyisini de bulmak bir işletmecinin kabiliyetidir. İnsanlara iyi hizmet vermek, onu düşünmekte bir işletmecinin kabiliyetidir. Parayı yönlendirmek de bu işletmecinin kabiliyetidir. Bunlarla birlikte elbette burada iki kardeş olmamızın büyük artıları var. Çünkü güven, kafa yapılarının aynı olması, paranın bizim için üçüncü planda kalması, iki kardeşin bir biri ile anlaşabilmesi önemli etkenler.
İnsanlar para kazandıklarında ev, arsa almak gibi kalıcı yatırımlara yönleniyor. Biz tam tersi ne ev ne araba diyerek işletme üzerine yoğunlaşıyoruz. Çünkü bir işletmeden ilk iki sene para kazanmasan da sonraki senelerde kazanacaksın ama bir ev veya daireden kazanamazsın. İnsanları bu her zaman duraklatır. Bir kredi çekip 10 yıl eve bağlanmaktansa iş yerine bağlansan o iş yeri 3-5 ev aldırır. Biz bu mantıkla devam ettik. Tabii ki kaybedebilirdik de…
Yücel Özen; “Zaten borçlanacağımız zaman ‘nasıl öderiz?’ sorusunu cevapladığımızda o borcu üstlendik. Haddimizden fazla borca girip de kendimizi sıkıntıya sokacak hamleler de yapmadık. Milk Bar’ın yapımı sürecine dönersek inşaata başladık, izinlerin alınması yaklaşık 3-4 ay vaktimizi aldı”
Ümit Özen; “2018’in Temmuz ayında başladık buraya. Biz bir de bunu sezonun ortasına anca yetiştirdik. Normalde Nisan’da açılması gereken işletme Haziran’da açıldı ve Temmuz’da tam anlamıyla hazır oldu. Çünkü eksikler vardı. Burada da bir gol yedik aslında. Kaçırdık sezonu. Buna rağmen uğraştık, fazladan mesai harcadık…
Yücel Özen; “Milk Bar’ın açılması sürecinde sıkıntılarımız elbette oldu. Hem inşaat hızlı devam etmedi. Hem de durma noktasına geldi. İnsanların yine standart ‘Bu iş burada olmaz’ demesi de biraz sarstı bu defa bizi. Buranın çünkü ara sokakta olması ve yolun çok fazla kullanılmıyor olması durumu da vardı.”
Ümit Özen; “Franchise firmaları da zaten bunları ölçümlüyor. Onların ölçümlerinde burası ayak sayısında bırakın artıyı çok eksilerdeydi. Onlar böyle söylerken biz bu işletmeyi buraya düşündük. Aslına baktığınız da biz hayalimizi nerede olursa olsun gerçekleştirebileceğimizi gösterebilmek için burada yaptık. İnsanlar; ‘Saçmalık. Burada ne alaka? Bir de her yeri yıkmışsın, baştan yapıyorsun binayı. Bu kadar parayı neden harcıyorsun? Madem deneyeceksin tenteni tak bir dene’ diyorlardı. Biz burayı bir şekilde açtık.
Yücel Özen; “Her işletmemizde kalabalık bir kadro ile çalıştık. Biz, personelden kısalım, daha çok para kazanalım diye bir anlayışa sahip olmadık. Eğer kazanıyorsak, herkes payına düşeni alacak. Burada 30 kişi çalışıyoruz ama bu 30 kişinin de maaşını da sigortasını da zamanında yatırıyoruz. Kendimiz de kazandık onlar da kazandı.
Antex Mall’da hissemizi artırdık
Kardeşimin başında bulunduğu Antex Mall işimizde bir yenilik içerisindeyiz. Oradaki ortaklarımızın bir yorgunluğu, bizim de bir inancımız ve cesaretimiz var. Dedik ki biz burayı biraz daha çeşitlendirelim. Buraya biraz daha dokunuş yapalım. Onlar da bunu uygun gördü ve hissemizi çoğalttık. Biz orada dediğim gibi küçük bir lokum tezgahı ile başladık. Daha sonra bir katta ticaretimizi devam ettirdik. Daha sonra iki katı biz aldık. İki kat da onlarda kaldı.
Mall of Kemer
Ümit Özen; “2019 yılının sonlarında, Antex Mall’ın hisselerinin yüzde 100’ünü aldık. İsmini değiştirip Mall of Kemer yaptık. (Kuzdere’nin girişinde bulunan işletme) Konsept değişikliğine de gittik. Konsept olarak vatandaşlarımıza ve yerli turistlere de yönelik açabileceğimiz bir bölüm yarattık. Kemer’de LCW ve Defakto haricinde insanların böyle bir konseptten alışveriş yapabileceğine inanıyoruz. Tamamen Marka ürünlerden oluşuyor. İmitasyon ürünler hiçbir zaman işletmelerimizde yer bulmadı. Biz orada da bir tadilata girdik. Beklentimiz yine aynı şekilde inançlarımız doğrultusunda şekillendi. İş yapabileceğimizi düşündüğümüz için bu yatırımı yapıyoruz. Oradaki olayımız tam olarak bu.
İnsana yatırım yapıyoruz
Biz 2013 yılında yola çıktığımız ticarette 7’inci yılımıza giriyoruz. Risk olmadan kazanmazsın. Ama riskleri de değerlendirirken tamamen araştırması yapılmış şekilde değerlendiriyoruz. En başta da insana yatırım yaparak değerlendiriyoruz. Doğal olarak bir insan 10’a bölünemez. Her yere de yetişemez. Bütün kurduğumuz işletmelerde sistemli bir şekilde yürüyoruz. Bu da, fiyatların sabit olması, etiket fiyatının konulması, imitasyon ürünün kullanılmaması, devlet açısından da zarar görmeyeceğin bir sistemi kurarak mümkün oluyor. Her şeyi yasal prosedürlere göre uygun olarak yapıyorsun.
Nargile akımını araştırdık
Yücel Özen; Bizim yiyecek içecek sektöründeki durumumuz Milk Bar’la sınırlı kaldı gibi oldu. Biz bu durumda bildiğimiz bir şey vardı, ülkemizde ve diğer ülkelerde trend olan kahveden sonra bir nargile akımı başladı. Biz bunu araştırmaya ve geliştirmeye çalıştık. Bunu ciddi bir konuma getirdikten sonra her işte yaptığımız gibi ismini tescilledik.
Babylon Hookah markası
Babylon Hookah olarak patentini aldık. Daha sonra dışarıdaki firmalara da servis verebileceğimiz konuma getirdik. Bu konuda şöyle bir inancımız da var Türkiye’deki Franchise firmalara baktığımız zaman genelde yemek ve içmek üzerine trend olanlar var. Nargile bizim kültürümüzde yer tutan bir şey olmasına rağmen bununla ilgili bir Franchise birkaç İstanbul firmalarının dışında yok. Biz bu açığı kapatmak adına bu işe yoğunluk verdik. Bununla ilgili olarak 6-7 aylık bir arge çalışması da yaptık. Daha sonrasında servise başladık. Şu anda Antalya’da 12 tane Antalya’da şubemiz ve iş ortaklığımız var. Hatta şu anda üzerinde çalıştığımız ve Antalya’da açacağımız bir Babylon Lunch mağazası var. Bu markayı Antalya’da açıp buradan franchise olarak Türkiye’ye servis verme isteğimiz var. Bununla ilgili de projemiz devam ediyor. Görüşmede olduğumuz tedarik firmaları var. Yani bir adım atma noktasındayız. Bunun ilerisinde de biz hem Türkiye’ye hem de yurtdışına da bu işi götürmek istiyoruz. Görüşmede olduğumuz ülkeler de var.
6 ay çalışan insanlar olarak görülüyoruz
Ama gelip şuraya takılıyoruz. Kemer’de olmamız bizi engelliyor gibi oluyor. Çünkü dışarıdan bakıldığında Kemer bir turizm kasabası. Sadece yazları burada hayatın olduğu bir yer olarak anılıyor. Biz bunun tersini ispatlamak adına buraya iki tane 12 ay çalışan işletme açtık. Ama hala insanlar buna inanmıyor. Kemer’de yaşayan bizleri 6 ay yaşayan insanlar olarak görüyorlar.
Ümit Özen; “Kemer’de bir Franchise markası çıkacağına insanlar inanmıyor. Kurumsallık olacağına inanmıyor. Biz biraz da burada onu yıkma amaçlı çalışma yapıyoruz. Her zaman hedefimiz marka yaratma odaklı oldu. Burada geldiğimiz süreçte de 12 şube verdik. Bunların ikisi üçü. Kemer’de diğerleri Belek ve Antalya merkezde bulunuyor. ‘Bu kadar işletmeyi nasıl yönetiyorsunuz?’ diyeceklerdir. Biz burada öncesinde yanımıza aldığımız güvendiğimiz arkadaşlarımızı topladık ve onlara maaş dışında ortaklı avantajı sunduk. Yönetmesi bizden ama onların da bu işten payları var. Dolayısı ile işlerin başına güvendiğimiz arkadaşlarımızı sabitlemiş olduk. Daha öncede söylediğim gibi dünyadaki en büyük yatırım insana yapılan yatırımdır. Zor duruma düştüğünde yardım istersin birinden sana yok der. Bu senin arkadaş çevreni belirler. Sana yardım eden senin arkadaşın demek değil bu. Sana yardım etmeyen arkadaşına demek ki sen arkadaşlık yatırımı yapmamışsın. Her şey maddiyat değil, manevi olarak da insanın yanında bulunmak bir yatırımdır. Biz bütün işlerimizde insana yatırım yaptık. Buradaki olay aslında biraz da insanların tek bana bana değil de insanlara yatırım yapıp o insanlara da bir şeyler kazandırmasıdır.
Yücel Özen; “Bizim lokumcusundan Mall of Kemer’e, Babylon’a kadar bütün mağazalarımızda personelimiz resmi, satışlarımız resmi, etiket sistemli, kurumsal işletmelerdir. Gelen müşteri bu nedenle zaten güvende hissediyor kendisini. Yani para harcarken korkmadan harcıyor. Çünkü aksi bir durumda harcadığı parayı geri alma inancını sunuyoruz insanlara. Bu 30 metrekarelik çarşıdaki dükkanda da var. 5000 metrekarelik mağazada da aynı sistem var. İnsanlar mağazalarımıza gelir ama alışveriş yapma zorunluluğu yoktur. Neden almadın? Neden almıyorsun? Sorusu olmaz. Gelir beğenirse alır, beğenmezse almaz.
İşletmecilikte 7 yılın sonunda…
Genel olarak baktığımız da tümüyle Antalya’daki işyerleri de dahil olarak biz Mayıs ayında sezona start verdiğimiz zaman yaklaşık 130 personel çalıştırıyoruz. Babylion Hookah markasını Babylion Lunch olarak yeme-içme sektöründe bir mağaza projesi üstünde çalışıyoruz. Eğer olursa yine Antalya’da iki nokta olmak üzere bu işi ilk etapta Antalya’da başlatıp daha sonra çevre illere ardından da yurtdışına pazarlamak istiyoruz. Şu anda yurt dışından görüşmede olduğumuz yatırımcılar var. Bunun içerisinde Katar, Mısır, Ukrayna, Azerbaycan ve İran’dan yatırımcılar bulunuyor.
Ümit Özen; “Kemer küçük yer. Yedi yıl boyunca yanlış bir iş yapsaydık zaten hemen duyulurdu. Kemer’de yaşadığımız, burada doğüup burada büyüdüğümüz için yatırım noktasında Kemer’deki eksiklikleri bilmemizin de burada büyük bir artısı var. Biz insanların buradan bir kurumsal kimliğin çıkmayacağı yönündeki bakış açısını kırıp bu işi daha da ileriye taşımaya devam edeceğiz.