Kemer’in tanınmış turizmcilerinden iş insanı Rahman Şeker, Kemer Aktüel Dergisi’ne verdiği özel röportajda siyasete girme nedenini ve Kemer siyasetinde yaşanması gereken değişime işaret ederek,  “Kemer’in çok iyi bir siyasetçiye değil, turizm markasını yönetecek bir profesyonele ihtiyacı var” dedi

Amerika’da kariyerinizi sonlandırıp, Kemer’e döndünüz. Amerika ya da Avrupa’da kariyerinizi sürdürme şansınız varken neden Kemer’e döndünüz?

Amerika’da bulunduğum süre içerisinde hayatımı Amerika’da ya da Avrupa’da sürdürüp sürdürmeme konusunu uzun süre düşündüm. Öncelikle elbette memlekete duyduğunuz bir özlem oluyor. Ancak Kemer’e dönmemin en büyük sebeplerinden biri sorumluluk almam gereken aileden kalan bir işletmemiz olması. Burada bir sorumluluk almam gerekiyordu. İkincisi, eşim yurt dışında yaşama konusunda çok da istekli ve hevesli değildi. Amerika’da yaşadığım süreçte iki firmada iş deneyimim oldu. Bu süreçte de dünyanın en iyi girişimcilik okulundan mezun oldum. Önemli bir işletmede finans bölümünde çalıştım. Diğer işimde ise hayvancılık faaliyeti yürüten bir firmaya danışmanlık hizmeti verdim. Elbette memleket sevdası da ağır bastı ve eğitimimizi tamamladıktan sonra orada yürüttüğümüz işlerimizi de bırakarak çok sevdiğimiz Kemer’imize döndük. Bu süreçte de Burdur’da bir arazi alıp, projelerimizi hazırlayıp devletimizin desteğini de alarak büyükbaş üzerine bir süt üretim çiftliği faaliyete geçirdik. 2017’den itibaren faal bir şekilde bu işletmemiz devam ediyor. Aynı zamanda da otelimiz de de yönetim kurulu üyeliği görevimi sürdürüyorum.

Siyasete neden atıldınız ya da sizi siyasete atılmaya iten motivasyon neydi?

Bunun çok nedeni var. Öncelikle aileden gelen bir siyasi durum söz konusu. Hasan Şeker amcamız iki dönem belediye başkanlığı yaptı. Bunun yanında dayım (Mustafa Bilici) de aktif olarak siyasetin içinde yer aldı. Ayrıca çocukluğumdan itibaren sakin kişiliğim büyüklerimizin her zaman ileride “Rahman siyasette Kemer’e katkı sağlayabilir. Kemer’e faydalı olabilir” şeklinde üzerimize düşünceleri oldu. Beni en çok etkileyen durum da şu; gittiğimiz geldiğimiz ortamlarda, platformlarda duyduğum en acı ve en üzüntü duyduğum söz; “Kemer’de siyaset yapacak, kendini geliştirmiş genç mi var?” Bu konu da çok can alıcıydı benim için ve elbette motivasyon kaynaklarımdan biri de bu oldu.
 

2014 yılında California’dan Boston’a okul ve iş hayatı için taşınma gerekliliği duymuştum ve bu sürede de 2 aylık bir iznim vardı. Vize değişikliği için tekrar Türkiye’ye geldim. 

Önceliğim eğitim ve iş hayatım oldu

Kemer’e 2014 seçimlerinin olduğu akşam geldim. O süreçte de Hasan Şeker amcam aktif siyaseti bıraktığını açıklamıştı. Bu nedenle de toplumda vatandaşlar bize karşı “Eğitimli, genç, hevesli ilerde bu arkadaşımız belediye başkanı olabilir” şeklindeki düşüncelerini ilettiler. Tabii o süreçte de benim önümde tamamlamam gereken bir eğitim hayatım ve iş hayatım vardı. 

Türkiye’ye döndüğümde de her zaman şunu söyledim; “İlk önce hayatımı idame edecek şekilde geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini garantiye alacak şekilde ticari hayatımızı başlatıp ondan sonra müsaitliğimiz ve sağlığımız el verdiği müddetçe siyasete adım atma niyetimiz olur” Nitekim öyle oldu. 2017’nin sonlarına doğru Burdur’daki işletmemizi faaliyete geçirdikten sonra Kemer’de sokakta vatandaşlarımızla istişare noktasında, artık gençlerin siyaset yapması gerekliliğini artık vizyoner insanların siyasette bulunması gerektiği dile getirildi. Biz de adım attık siyasete. 

Siyasi çalışmalarımıza ara vermedik

2019’da da sizlerin de bildiği gibi bir aday adaylığı serüveni yaşadık. 2018 yılına kadar herhangi bir parti üyeliğim yoktu. 2018 yılında Ak Parti üyeliğim oldu. Arkasından da aday adaylığı başvurusu yaptım. Tabii ki ittifaklar söz konusuydu. Cumhur ittifakı olarak Kemer’de aday olarak MHP adayı gösterildiği söylendi ve bizim de aday adaylığımız o gün son buldu. Tabii arkasından da bizler aktif siyasette yer aldık. 2019 seçimleri bittiğinde ertesi günden itibaren de sokakta

yine kendimizi, düşüncelerimizi, fikirlerimizi vatandaşımıza ifade ederek çalışmalarımıza devam ettik. Üç yıllık süreçte de Kemer adına, kendi adımıza çok yol aldığımızı görüyorum. Neticede o dönem bizim siyaset yapabileceğimiz kısa bir süreçti. Çünkü bir yıllık bir geçmişimiz vardı. Aktif siyasette vatandaşlarımız bizi kamuoyunda tanımıyordu. Şimdi daha fazla vatandaşımızla istişare ve sohbet etme imkanımız oldu. Bu vesileyle de artık Kemer’le ilgi duygu düşüncelerimizi, fikirlerimizi, projelerimizi, duruşumuzu insanlara daha net aktarabilme şansımız oldu. Toplumda da ciddi bir bakış açısı ve alternatif oluşturduk. En azından ben öyle umuyorum.

Sizi potansiyel aday adaylarından farklı kılan şey nedir?

1986 yılında Kemer Belediyesi’nin kuruluşuna baktığımız zaman beni diğerlerinden tek farklı kılan eğitimimiz ve bir iş hayatına sahip olmamız. Günümüze baktığımız zaman siyasette bulunan ya da bulunmak isteyen diğer kişilerden farkımız yaşımızın çok genç olması. 86 yılında siyasete giren belediye başkan adaylığında bulunan kişilerin yaş ortalaması çok gençti. Şimdiki süreçte de bizim aktif siyasette bulunan büyüklerimizin yaşı ortalamanın üzerinde. 

Anlamlı bir sözünüz vardı. “Kişilerin değil zihniyetin değişmesi lazım” Bahsettiğiniz zihniyet değişimi nedir?

Aktif siyasete girmeden önce benim tespit ettiğim bir durumdur bu. Tabi vatandaşlarımızın da bizim kendi gördüğümüz durumlarla, durum tespitleri ile ortaya çıkan bir durum. Bu da şuydu; Kişilerin değişiminin önemi yok zihniyet değişmedikçe. Kemer’de ilk başta değişmesi gereken durum zihniyet. Artık Kemer’de insan ayrımının olmadığı, kişileri ayrıştırmadığımız bütünleştirici ve kucaklayıcı bir siyasi anlayışın gerçekleşmesi gerekiyor. Sonrasında da Kemer’de gelir anlamında tüm paydaşların eşit şekilde dağılımı konusunda adaletin savunulduğu bir yapı oluşturulması gerekiyor. Bunun için yapılması gereken alt yapı ve üst yapı belediyenin etkisinde ve yetkisinde olan lojistik sağlamaları, bunların hepsi Kemer’de olmalı biz bunu savunuyoruz. 

Kemer’de turizm gelirini arttıracak hamlelere ihtiyaç var

Alışılagelmiş bir belediye başkanlığından ziyade daha sektörel yapıların, alt yapı ve üst yapıların gerekliliğini savunarak ve bununla alakalı ortak akıl ve istişare ile beraber yürüyerek turizm gelirlerini artırıcı hamlenin gerçekleşmesini sağlayan bir yönetim anlayışı olması gerekiyor. Tabi bunun içinde burada oy kaygısından ziyade Kemer’e katkı koyabilecek bilir kişi adı altında eğitimli, vizyoner, tecrübeli kişilerin de bu taşın altına elini sokması gerektiğini savunuyorum.

Mesele o insanları harekete geçirmek

Liyakata önem verilerek, liyakatın öne çıktığı ve vatandaşımızın da burada görmek istediği yönetim şekli ve profilindeki kişilerin nasıl bir anlayış içerisinde ve yaşayış içerisinde olması gerektiğini de aslında konuşuyoruz. 

Kemere’e çok önem veren burada yaşayan ve buraya katkı koymuş çok ciddi insanlar var fakat toplum tarafından çok fazla tanınmadığı için biz o isimden bahsettiğimizde “Biz onu hiç tanımıyoruz” diye bakılıyor. O kişiyi tanımamaları o insanın Kemer’e katkı sağlamayacağı anlamına gelmemeli. Kemer’de siyaset genel olarak belli bir çevreden oluşuyor, belli bir çevrede siyaset yapılıyor ve Kemer’de çok başarılı, çok iyi yerlerde olan çok sayıda insan da sinmiş, sindirilmiş ya da siyasete girme korkusu yaşıyor. Çünkü Kemer siyasetinin içine girince siyasi iftiralarla yıpranmak istemediği için kenarda duruyorlar. Mesele o insanları harekete geçirmek.

Yapılabilecek işlere söz verilmeli

Ayrıca şunun da altını çizmeliyim; siyasetin dilinin yalan olmaması gerekir. Siyasette her zaman bunu savunuyorum. Yapabileceğimiz işlere söz verelim. Yapamayacağımız işlere söz verdiğimiz zaman vatandaş bir daha ki zaman sana inanmıyor ve siyaset içerisinde bulunan kişilere güven ciddi anlamda azalmış oluyor. Seçim zamanı koca bir kitap çıkarıyorlar. Bu kitaplarda sayısız vaatler, projeler bulunuyor. Bunun yanında da bazı şahıslara özel vaatlerde bulunuluyor. Sonra seçim bittiğinde, dönüp baktığında bir sürü insan birdenbire hayal kırıklığına uğruyor ve siyasetçilere de inançlarını yitiriyorlar. Vizyoner bir siyasetçinin bu duruma düşmemesi gerektiğini savunuyorum. 

Çözümü halkımızla paylaşacağız

Aslında Kemer’in birkaç tane sorunu var. Bunlar da çok geniş kapsamlı ele alınması gereken konular. Bunlardan bir tanesi tabi her şey dahil sisteminin yarattığı bazı faydaların yanı sıra bazı eksiklikler de oluştu. Bu eksikliklerin başında gelen müşterinin, misafirin otelde her şey dahil olduğu ve her şey elinin altında ulaşılabilir imkanlarda olduğu için dışarıya çıkma konusunda diğer turizm paydaşlarına sağlayacağı katkı gerçekten tartışılır boyutta. Ben şuna inanmıyorum, gelen müşterinin turizm paydaşlarına yeterli derecede döviz girdisi sağlayamadığını düşünüyorum. Asıl sıkıntılardan bir tanesi bu ve bu sorunun cevabını bulduk. Altını doldurmaya başladık. İlerleyen dönemlerde de halkımızla bu sorunun çözümünü paylaşacağız. 

Önce kurumsal bir kent olmamız lazım
Kemer’de otele gelen müşterinin dışarıya çıkabilmesi için gerekli alt yapı ve üst yapının sağlanması gerekiyor. Yani kısa ve net olarak şunu sorgulayalım; Otele gelen müşteri Kemer’de çarşıya neden çıksın? Çıkması için sebep nedir? Neyi göstereceğiz, neyi anlatacağız? Neyi merak ettireceğiz? Dokusunu, tarihini, kültürünü mü?, çarşısını, esnafını mı? Bunu bütünüyle ele almak lazım. Tabii bunun için ilk başta kurumsallaşmak, kurumsal kimlikli bir kent haline getirmemiz lazım Kemer’i. Bu ulaşımdan tutun, çevre-peyzaj, yenilenebilir elektrikle yapılan enerjiler, Kemer’e katkı sağlayacak her türlü alt yapı ve üst yapı faaliyetlerinin bir kere tamamlanması lazım. İkincisi etiket ve barkod sistemini esnafımızın özellikle göz önünde bulundurması lazım. Müşteriye hitabet ve davranış biçiminde kesinlikle kusursuz ve tek düze bir işleyiş olması lazım. Yani bu Kemer’de mesela bazı ürünlerde 100 mt arayla farklı farklı dükkanlarda aynı ürünün çok farklı fahiş fiyatlarda gösterilmesi gelen misafirlerde samimiyet ve alışveriş algısını değiştiriyor. Güven endeksi noktasında düşürüyor. 

Yeterince tanıtılmayan değerlerimiz var

Tabii müşteriyi nasıl dışarıya çıkarabilirsin noktasında Kemer merkezinde kültürel olarak yapılabilecek faaliyetler arkasından iki tane mirasımız var bizim Selçuklu av köşkü ve Idyros antik kentimiz. Bunların tamamen gün yüzüne çıkarılıp Kemer merkezin iyi bir Pazar haline getirilmesi sağlanmalı. Örneğin Phaselis’in reklamı ya da tanıtımı hiç yapılmıyor. Çıralı, Yanartaş bunlardan bahsedebiliriz. Çıralı plajı çok önemli, dünyanın en güzel plajı seçildi yıllarca, Caretta Caretta’lar çok önemli, onların koruma altına alınması gerektiğini savunuyoruz. 

Tabii yurt dışında bulunmamın bize kattığı artı değerler de var bazı şeyleri görerek tecrübe ettik. Ben California’da çoğu çok değerli beachlerde de zaman geçirdim, ziyaretlerde bulundum. Orada hiçbir zaman sahillerde betonarme bir yapı görmedim. Ama bizde yapılıyor, yanlış yapılıyor. Örneğin Kındılçeşme sahilinde belediye tarafından yapılan yanlış bir proje. Oraya ahşap, mobilize edilebilecek bir pozisyonda, yazın tekrar yerine yerleştirilebilir, kışın yağmurlardan ve dalgalardan etkilenmeyen bir sistem uygulanabilir. Ahşap dokusuyla, doğasıyla bozulmayan ve o dokuyu yıpratmayan bir yapı gerçekleştirilebilirdi. 

Ben orada tuvaletlerin de ahşap olabileceğini, cankurtaranların bulunduğu yerlerin de ahşap olabileceğini… Doğallığı bozmadan, kesinlikle şezlong ve şemsiye koymadan herkesin münferit olarak yanında getirebileceği soğuk buzdolapları, sandalyeleri ile ya da havlusunu serip kullanabileceği. Ben doğal hali ile akışına bırakılmış şekilde hem sahildeki yaşama yani carettalarımıza zarar vermeden hem denizimizi kirletmeden sahil dokusunu bozmayan bir anlayışla yapılması gerektiğini savundum.
Atatürk Parkı’nda yeşil alan bırakmayıp bu kadar sıcak iklimi olan bir şehirde yerlerin tamamen mermer ile kaplanması da yanlış. Bence kötü de oldu. Daha çok yeşilliğe ihtiyacımız var. Yeşil bir memleketiz ve bunu da korumamız gerekiyor. Bahsettiğim kimlikli bir kent dediğim noktada peyzajı ile öne çıkabilecek bir Kemer. Çünkü çok fazla yaşam alanımız yok bizim Kemer’de. 

Kemeri çok fazla betona gömdüğümüz zaman da sadece betonla anılan, betonla görülen ardından dağın yeşilliğin başladığı bir yer konumuna düştük maalesef. Şehrin içerisinde bu yeşilliği, ormanları ağaçları koruyup onları daha çok artırabilirsek daha yaşanabilir, daha doğa sever ve kimlikli bir kent haline gelebiliriz. 

Sürdürülebilir enerjiyi çok önemsiyoruz.

Sıfır atık noktasında, plastik kullanımını bırakıp Avrupa’dan daha çok ilgi çekebiliriz. Bir yılın belki 300 gününe yakın yani yaklaşık 10 ayında güneş alan bir ilçeyiz. Tabii güzel bir tabiatımız var bizim. Bu güneşten faydalanıp özellikle yenilenebilir, sürdürülebilir enerji konusunda da Kemerimizde alt yapısının oluşturulması gerektiğini savunuyorum. Bu benim seçim beyanlarımda var özellikle mesela kapalı pazar yeri yapımında yenilenebilir enerji yatırımı yapma planım var bunları tüm detaylarıyla zamanı gelince
Kısacası yenilenebilir enerjinin Kemer kimliği ile örtüşmesi gerekliliğini ve güneşten daha çok faydalanılması gerektiğini düşünüyoruz.

Yani biz teknolojiye ayak uydurmuş, Kemer’in içinde insanların özgürce internetini kullanabildiği, telefon şarj sorununun olmadığı bir kent yaşamına kavuşmak istiyoruz.

İlçenin tuvalet sorunu var
Ancak biz bunları konuşurken biraz abes ama ilçemize gelen misafirlerin tuvalet sorunu yaşadığını da biliyoruz. Ben siyasete ilk başladığımda
Kemer’de yatırımcı değerli bir Ağabeyimiz Erol Kiciman’la sohbet ediyorduk.  “Rahman’cığım Kemer’de yapılması gereken çok şey var biliyorum ama ilk tespit ettiğin durumlardan başlıcası nedir?” dediği zaman ben kış turizminden bahsetmiştim. “Bence değil, ilk başta tuvalet” dedi. Özellikle Kemer 1 ile alakalı o otel bölgesinden Kemer merkeze doğru gelen misafirlerimizin, müşterilerimizin yaşadığı en büyük sıkıntı tuvalet. Para karşılığında esnafa girip tuvalet soruyorlar. Şimdi orası vatandaşın özel yaşadığı yer, yaşadığı alan sonuçta herkesin müsaitliği olmayabilir, herkesin kullanımı turiste açık olmayabilir. Kimlikli bir kent dediğimiz zaman alt yapısı üst yapısı, lojistiğiyle her şeyiyle bunu kapsamak lazım. Ulaşım noktasında da çok büyük eksiklerimiz var. Mesela kemer hastanesinde vatandaşımız acil bir durumda giderken, gücü olmayan insanlarımız hastaneye ulaşım konusunda sıkıntı çekebiliyor. 

Sorunların nasıl aşılacağını biliyoruz

Kemerle ilgili fikirler noktasında yapacaklarımızı ya da yapılması gerekeni biz sadece bir aday olarak ya da biz buraya belediye başkanı olursak bunları yaparız noktasında bir çabamız yok. Ama bizim katkı sağlamak adına da sorunlar ve çözümlerine dair bir rapor daha önce de hazırladık. Biz bunu mesela kitaplaştırabiliriz, kütüphaneye koyabiliriz. Kemer’in dünden bugüne gelen sorunlarla bu sorunların çözümü ve geleceğe yönelik atılması gereken adımları anlatan bir kitapçıkta yapabiliriz. Kim olursa olsun önemli olan bizim için Kemer. Ne olursa olsun “Ben geldiğimde bunları yapacağım” diye bir anlayışa sahip değiliz. Biz bu sorunların nasıl aşılacağını biliyoruz.

Profesyonel bir ekiple, Kemerin 86’dan bu yana var olan sorunlarını ele alan bir rapor çıkardık. Çünkü düne bakmadan geleceğe dair çözüm üretebilmemiz çok fazla mümkün değil. Bu işin ehli, liyakat sahibi arkadaşlarımızla çalışmasını yaptık. Değerlendirmeleri ortaya çıkardık ve önce 10 sonra 50 yıllık projeleri tamamlamak üzereyiz. Çok kapsamlı bir çalışma yaptık. Biz son derece mükemmel bir hazırlıkla son derece profesyonel bir bakış açısıyla Kemer’e bakıyoruz. Böyle bakılması gerektiğinin de altını çiziyoruz. Bunun için bu zihniyetin değişmesi lazım. 

Siyasete girmemizin sebebi de şuydu; zaten siyaset toplumdaki herkese ulaşabilmenin en kolay ve en hızlı yolu. İlçemizde yaşayan insan toplumuna ulaşabilmenin en kolay yolu siyaset. Tabii bu neticede de siyasetin alışılagelmiş süreçten öncesinde yaşadığımız genel Kemer siyasetinin dışına çıkıp kalıpların dışında farklı bir anlayışla vizyoner tamamen Kemer’in gelecek dinamiklerini oluşturabilecek Kemer’e fayda sağlayabilecek, eksikliklerini giderebilecek boyutta olup ileriye daha münferit bir Kemer taşıma hayaliyle yola çıktık.
Kemer markasını kurumsal bir marka, kurumsal kimlikli bir kent haline getirmek istiyoruz. Evet siyaset de yapıyorum ama ben günümün büyük bir çoğunluğunu otelimizle, yaptığımız işleyişle, hayvancılık işiyle, turistik tesisimizle geçirirken emin olun büyük bir çoğunlukla hemen hemen her gün profesyonel arkadaşlarımızla bir araya gelerek toplantılar yaparak Kemer’i daha iyi yerlere getirebilmek noktasında işleri toparladığımız bir rapor hazırlıyoruz. Biz herkes gibi sözlü siyasetle değil, yapacağımız işlerle gündemde olmak istiyoruz.